...::What An Ass::...

22 Temmuz 2008 Salı

tibetin gençlik pınarı



Batı'da yıllardır dilden dile aktarılan ve bir çok kitaba konu olan hikayeye göre, zamanında Hindistan'da görev yapmış bir İngiliz albayı, Himalaya dağlarında insanların ilerleyen yaşlarına karşın gençliklerini, canlılıklarını ve sağlıklarını koruduğu bir yer hakkında çok şey işitmiştir. Herhangi bir ilaç veya gizli otla alakası olmayan bu durum, Hindistan'da ağızdan ağıza yayılan bir efsane gibidir artık. Bu işin sırrını öğrenmeyi aklına koyan İngiliz emekliye ayrıldıktan sonra yeniden Hindistan'a döner. Artık yaşı da ilerlemeye başlamış olan emekli albay Tibet'te bu manastırı bulur ve orada Tibetli keşişlerden en temel sağlık ve gençlik sırlarını öğrenerek bir yıl geçirir.

Tibetli Lamaların gençliklerini korumalarının ardındaki sır, her gün düzenli olarak yaptıkları bir kaç canlandırıcı yoga hareketinde gizlidir.
Yapılması çok basit olan bu hareketleri bir de ihmali halinde hareketlerin etkisini yok edecek bir nefes alma tekniği tamamlıyordu.
Bizim emekli albay, bir yılın sonunda vatanı İngiltere'ye döndüğünde çevresindekiler onu tanımakta zorlanmış çünkü 1 yıl önceki halinden 20 yaş daha genç görünüyormuş. Yalnızca görüntüde değilmiş tabii bu gençlik. İnsanlar gözlerine inanamamış.

Bugünse, Kuzey Amerika'daki bir takım ünlü sağlık Guru'larının zengin müritleri/müşterileri bu basit hareketleri yaparak mükemmel sonuçlar elde ediyor. Yıllar içinde "5 Tibet Ayini" olarak tanınan bu 5 hareketin etkileri ağızdan ağıza dolaşarak, bir efsane gibi dünyaya yayılmış. Günümüzde tüm dünyada binlerce insan gizlice bu özel yogayı uyguluyor. Bir-ikisi Tibet'in Gençlik Pınarı adıyla dilimize de çevrilmiş bir çok kitap yazılmış hakkında.

Aslında çok basit olan bu hareketleri yıllardır titizlikle uygulayan insanların anlattıkları neredeyse mucize gibi şeyler. Gençleşen cilt, solan hatta yok olan yaşlılık lekeleri, aklaşmış saçların yeniden eski rengine dönmesi!, yok olan vücut ağrıları, yenilenen enerji düzeyleri ve tepeden tırnağa fiziksel canlanma.

Tüm bu iddaları destekleyen bilimsel araştırmalar veya deneyler olmasa da hareketleri doğru olarak yapanlar ilk bir kaç ay içinde bile etkilerini görmeye başladıklarını vurguluyorlar ve çok memnunlar.

Tibet yogasının temeli, endokrin (hormonal) sistemimizin biz yaşlandıkça giderek daha az hormon salgılamaya başladığı gerçeğine dayanırmuş.

Tabiat Ana, gençliğin üretken yıllarını tamamladıktan sonra artık karşı cinse çekici gelecek bir görünüme ya da gençlik enerjisine ve dürtülerine gereksinim duymayacağımıza karar vermiş. Bu nedenle de bir yaştan sonra yavaş yavaş hormon musluğunu kapatmaya başlarmış. Bunun sonucu ise hepimizin (hadi ben çoğumuzun diyeyim) çekindiği yaşlılık işaretleri oluyormuş. Cildimiz buruşup, sarkıyor, saçımız inceliyor, enerji düzeyimiz düşüyor ve her gün aynada aksimizi gördükçe giderek "daha yaşlı düşünmeye" başlıyoruz.

Modern anti-aging (tam çevirisi, yaşlanma karşıtı) stratejileri ağırlıklı olarak hormon takviye terapilerine dayanıyor. Üstelik de olası yan etkilerine karşın. Ama bunların yerine mümkün olduğunca doğal yöntemleri tercih eden insanlar da giderek çoğalıyor.

Yeniden canlandırıcı (rejuvenation) yoga egzersizleri, endokrin (hormonal) sisteminizi harekete geçirerek doğal hormonlarınızın salgılanmasını sağlamak üzere tasarlanmış. Bunu gerçekleştirebilmek için çakralarınızın (chakras) mümkün olan en yüksek dönüş hızına ulaşmış olmaları gerekir. Bu çoğu insana anlaşılmaz veya saçma gelebilir. Ancak asırlardır hastalıklara karşı doğal yöntemlerle mücadele vermiş Çinliler ve diğer bazı Asya halklarının çoğu için günlük yaşamlarının parçası olmış kavramlar.

Bir zamanlar Himalayalar'da bir manastırda nesilden nesile aktarılan bu gençlik sırrı ve o sırrın peşinde İngiltere'den kalkıp o dağlara giden ve 10 yıl kaldıktan sonra tamamen yenilenmiş gençleşmiş olarak dönen ihtiyar albayın hikayesi, ilk 1939 yılında Peter Kelder adlı bir Amerikalı tarafından "Ancient Secret of the Fountain of Youth" (Gençlik Pınarı'nın Tarihi Sırrı) adıyla kitaplaştırılmış. Bizde de Cem Şen'in çevirisiyle "Tibet'in Gençlik Pınarı I - II" olarak iki kitap halinde Dharma Yayınları tarafından basıldı.

(alıntıdır)

hareketleri merak edenler için..
http://www.istanbulindeks.com/kadin/haber_603.htm

--------------------------------------------------------------------
Çok müthiş egzersizler,bel ağrısı,kilo sıkıntısı,yorgunluk,durgunluk gibi sıkıntıları olanlar için birebir.
Ben uygulayan cok insan tanıyorum.Sizler için onların yorumlarını da derledim;
----------
sELAM ARKADAŞLAR.Tibetin 5 hareketini 7 haftadır sürdürüyorum.deneyimlerimi yazmak istedim.Eşim ben ve kardeşim aynı gün başladık.Eşim biraz depresiftir her zaman ama şu anda iyi görünüyor.Kardeşimde çok dinç olduğunu söylüyor.BEN..ellerim çok güzelleşmeye başladı.Önce eller yaşlanır ya.sonra boyun bölgemde var olan kırışıklıklar yok oldu.gözlerimin içinin parladığını söylüyor çevremde herkes.birde 15 gün önce devamlı baş ve bacak ağrısı çeken bir arkadaşımız başladı.ve ilk günden itibaren hiç başı ve bacakları ağrımadı.bunlar tesadüfmü yoksa gördüğümüz faydalarmı?şu anda bizde tam olarak karar veremedik ama devam edeceğiz hepimiz.Bilginiz olsun istedim...sevgiler..
----------
bu kitaptaki ayinleri uzun suredir uygulayan birinin beyaz sac diplerinin siyaha donustugune sahit olmuslugumuz var. hakkaten de var. o yuzden cok da hafife alinacak bir tarafi yok yani kitabin. hatta herkes okusa yapsa, birbirine ogretse de yeni nesil soyle dinc, tembel olmayan, hareketli insanlardan olussa.
-----------
hiçbir şey tesadüf değildir..
kitabı ve hareketleri forumda yayınlamadan hemen önce okuyup uygulamaya başlamıştım..
bende de hemen ilk farkedilir olan durum gözlerimin inanılmaz biçimde parlamaya başlamış olmasıydı..
ve çabuk yorulan akşamları bir koltuğa yığılıp kalan "ben" gitmiş..yerine evin içinde kıpır kıpır dolanan neşeli çok enerjik biri gelmişti..
bu durumdan en çok ev ahalisi nasibini almakla birlikte soluk alıyor olduğunu hissetmek çok güzel bir duygu..
şuan hareketlere düzenli sayılabilecek düzeyde devam ediyorum..
hani birden bire 20 yıl gençleştim diyemem..
devam edip durumu görmeyi bende çok istiyorum..
ama son derece enerjik ve sağlıklı göründüğümü söyleyebilirim..
----------
Arkadaşlar merhaba,
Sevgili Mehmet Hoca'mın isteği üzerine açılışı yapıyorum...
Ben yaklaşık 12 haftadır hareketlerin tamamını uyguluyorum... 1. ve 5. Hareketi çok seviyorum.
İlk haftalarda biraz zorlandım fakat; hareketlerin sayılarını da sindire sindire ( Mehmet Hocam'ın deyimi ) artırdım. Şu anda her hareketi 11 tekrar olarak yapıyorum.
Farkettiğim gelişme olarak; daha zinde olduğumu söyleyebilirim... Sayıları 21'e doğru arttırdıkça daha iyi sonuçlar alabileceğimi düşünüyorum...
Uygulayan diğer arkadaşların paylaşımları için bekliyorum...
Sevgiler,
-----------
sabahları rahat uyanmayı sağlayan ve miskin miskin, uykulu dolaşmayı kesinlikle engelleyen hareket serisi. 21 tekrar tavan olup, bir süre sonra basit bile gelmeye başlıyor ama 3 tekrara göre de epey vakit alıyor. vücuttaki toksinleri de kesinlikle atıyor, ilk başladıktan sonra bir hafta boyunca idrar kokusundan anlaşılabilir, bir de elastikiyeti arttırır.
------------
tarafımca 2,5 ay civarında uygulanmış ve etkileri oldukça sıkı bir biçimde gözlenmiş 5 ayin'in anlatıldığı kitap. özellikle uyku düzenleme ve enerji verme konusunda kısa sürede etkileri gözlemlenebiliyor. diğer etkiler için daha fazla zaman harcamak gerekiyor.
------------
kitapta bahsedilenlerin hepsini uygulamak pek mümkün değil. zaten ayinler haricindeki kısmı herhangi bir sağlıklı yaşam uzmanınn söyleyeceği şeyler. ama ayinler tarafımdan düzenli bir şekilde uygulanmış olup, kitapta bahsedilen pozitif etkilerin hemen hepsi görülmüştür. bonus olarak da modern tıbbın iyileştiremediği gastritim geri dönmemecesine iyileşmiştir. tabi bu yöntemde bir mucize yok, insanın ömrünü vadesinin üzerine çıkarmayacaktır ama bu sürenin kalitesini arttırdığı bir gerçektir. olayın felsefesine çok bulaşmadan, herhangi bir grubun müridi olmadan münferit olarak yapılabilmesi ayinlerin en büyük artısıdır.
------------
boyun ağrıları çektiğim bir dönemde kameraman bir abimin tavsiyesiyle başladığım ve kesinlikle yararını gördüğüm temel yoga serisi. bedendeki enerji noktalarını harekete geçiriyor.

boyun ağrılarımın geçmesi bir yana, çektiğim diğer sağlık sorunlarını da hafifletmiş, saçımdaki beyazları siyahlatmasa da, inanılmaz hızlı (öyle böyle değil) uzamalarını sağlamıştır. (eh boya param arttı ama olsun)

ilk kitabı piyasada 7-8 milyona bulunabiliyor. birçok arkadaşıma tavsiye etmenin yanı sıra alıp hediye etmişliğim bile var. binbir türlü diyet deneyip bir türlü kilo veremeyen bir arkadaşım diyetsiz 1 ayda 4 kilo verdi.
-----------
hipotiroid, fibromiyalji ve skolyoz bulunan bunyemi sabah 7'de kendiliginden uyanabilecek duruma getirmis hareketler grubunu anlatan kitap.
-----------
sevgili arkadaşlar ben de tibetin gençlik pınarı adlı kitabı okuyarak orda bahsedilen egzersizleri yaptım. 10 hafta boyunca hiç aksatmadan yaptığım egzersizlerle daha zinde bi beden, daha sağlıklı olduğum hissi ve daha doyumlu nefesler aldığımı hissettim. daha genç bi görüntü kazanıldığını da deneyimimle doğruladım. yakın çevremden bedenim de olan değişikliği fark eden ve daha fazla ışık saçtığımı ifade eden arkadaşlarım oldu. şimdi düzenli olarak yapamasam da mutlaka zaman ayırıp yapmaya çalışıyorum. kendi deneyimimden yola çıkarak hepinize tavsiye edebilirim.
sevgiler ve sağlıklı bir yaşam hep bizimle olsun
--------------
akın bir arkadasım 2 hafta içerisinde yaptıgı bu egzersizlerle 5 kilo vermis bulunmaktadır. kattıgı enerji ve ozguven de cabası.
------------
anneme de bu kitaptakileri 5 haraketi uygulttım zaten onun sıkıntılarına çözüm ararken karşıma çıktı kitap ve çok faydasını gördük. kemik ve eklem ağrıları azaldı. kendim de fazlasıyla faydalandım ve hala da faydalanıyorum.
sevgiler
------------
konu tekrar güncellenmişken, kitabı okumadan hareketlere başlamak isteyen özellikle belli yaş gruplarında ki
kişiler için önemli bi hatırlatma yapmak istiyorum..

...parkinson, kalp rahatsızlıkları,son üç ayda geçirilmiş kalp ameliyatları sonrası,hamilelik dönemi,ilaçla denetim altında tutulan yüksek tansiyon hastaları,doku sertleşmesi problemi yaşayanlar,aşırı aktif tiroidi olanlar...

yukarıda ki rahatsızlığı olanların doktor görüşü üzerine hareketlere başlaması yada hareket sayılarını ve hızını bu kontrol dahilinde sürmeleri gerekiyor..

kitabın sonundaki "EK" bölümünde, hastalıklar ve ayinlerin bu hastalıklara göre ne şekilde uygulanacağı çok daha geniş açıklanıyor...

çok önemli olan bu detayın kaçırılmaması dileğimle..
----------------
tibet yogası yapmak daha çok oksijen almayı sağlıyor. Nefesi açıyor. az uyku ile çok dinlenirsiniz. erken kalkarsınız. vücuttaki toksinleri atar. daha dik durmanızı sağlar. uzun süreli işleri koşu yürüyüş vs yorulmadan nefessiz kalmadan yaparsınız. kendinizi çok enerjik hissedersiniz bu yüzden daha güçlü olursunuz. hormonların dengelenmesini sağlar. yani mesela hormonal sebeplerle kilo alamayanlar yaparlarsa kilo alabilirler. yine hormonal sebeplerle kilo veremeyenler de kilo verebilirler. vücut enerjisini yükselttiğinden enerjinin yukarı çıkmasını sağlayarak beyne daha çok kan gitmesini sağlar ve unutkanlık azalır. ezber kuvveti artar. saçlarınızdaki beyazlar gider
--------------
Hareketleri 11 er kez yapmaya başladım bu hafta. bana faydasına gelince, bel ağrılarım tamamen bitti, hızlı kilo vermeye başladım. (mucizevi şekilde değil aman fazla kilosu olanlar yanlış anlamasın zaten beslenmemi düzenlemiştim ama kilo verme hızım son 1 aydır düşmüştü onu hızlandırdı)
uykuya bayıldığım halde artık 6 saat uyku bana yetiyor.
bir dee herkes bana "yüzüne bi güzellik gelmiş" diyooor
--------------
Herkese Selam,
Ben 5 ayine başlayalı 6 hafta oluyor.Düzenli olarak hergün yapıyorum.Eskiden sabahları çok yorgun kalkardım,zaman zaman ağrılarım olurdu.Şimdi az bile uyusam çok dinç ve dinlenmiş kalkıyorum.Arkadaşlarım ışıl ışıl parladığımı ve beni gördüklerinde enerjimi hissettiklerini ifada ediyorlar.Doktorlar kilo almamamı söylemişlerdi 2 kilo fazlamı bu geçen sürede verdim.Yaşımı bilmeyenler yaşımı öğrendiklerinde şaşırıyorlar.Ne kadarı yaptığım hareketlerden bilemiyorum tabii.Sağlıkla kalın.
----------------------------------------------------------------------
evet kitap hakkında ki yorumlar bunlar.Başlayıp başlamamak size kalmıs.
paylaşması benden değerlendirmesi sizden :)

Enerjinizi Yükseltmek Ve Dengelemek Için

Merhaba Arkadaslar...sizlere enerjinizi canlandırmak dengelemek,merkezlemek,topraklamak icin kendi kendinize yapabileceginiz bazı basit yöntemlerden bahsetmek istiyorum...umarım faydasını görürsünüz...


*Cook's Hookup Teknıgı:

Pozısyon 1
Bu teknık enerjiyi topraklamak,merkezlenmek ve zihni sakınlestırmek,beynın sag ve sol taraflarını dengelemege yardım eder.Bu egzersizi yapmak icin sandalyede oturun ve ve herbir pozısyonu 2,3 dakika yapın.
1. Bır ayak bılegını dıgerının üzerine caprazlayın.(sol ayak bılegınızı sag ayak bılegınıze atın )
2.Ellerinizi önünüzde tutun...avuclar asagı bakacak sekilde...hangi ayak bılegı yukarıda ıse,aynı taraftaki eli alın ve dıger elin uzerine carraz yapın..yani sol elinizi sag baldırınıza koyun..sag elinizide sol elin uzerinden sol baldırınıza...simdi eller caprazlanmıs bir haldedir
3.Gevseyin.dilinizin ucunu agzınızın tavanında(damakda ) tutun...gözlerinizi kapatın...nazikce nefes alarak biraz dinlenin.Bu ddurumda yogun hisleriniz olursa ;izin verin olsunlar...sakinlesinceye kadar bekleyin...bu stres giderme isleminin bir parcasıdır.

4.Sakinhissettıgınız zaman ellerinizi acın..ayak bileklerinizi indirin..
Pozısyon.2
1.Avuclarınızın arasında kucuk bır toptutuyormus gibi parmak uclarınız bırbırıne dokunur durumda ellerinizi kucagınızda dinlendirin ve ayaklarınız zemine bassıın

ÜC VURUS TEKNIGI
Enerjı seviyenızı yenıden canlandırmak ıcın faydalıdır.Yorgun oldugunuz zaman her bır bolgeye 1 dakika kadar vurun..

*Sag elınızle timus bezinizin üstune nazık ..ama saglam vuruslar yapınız.Timus noktası koprucuk kemıgının gögüs kemigi ile birlestigi yerdir.Diger elinizi göbeginizin üzerine hafif basılı olarak tutunuz.
Bu ,meridyenleri ve enerji yollarını dengeler..zindelik verir..


*Bogazın her iki yanındaki köprücük kemigi cıkıntılarının 3 cm altındaki noktalara her iki elinizi aynı anda kullanarak nazik ve saglamca vurunuz."buraya böbrek 27 noktaları deniyor "

*Dalak noktaları:
enerji seviyenızı yükseltır,kanınızın kimyasını dengeler ve bagısıklık sisteminizi güclendirir.Bu gögüs bölgenizin hemen altında;meme bası hattının tam altındaki bölgedir.Her iki elinizi aynı anda kullanarak Bir dakika kadar vurus yapınız.


*Üst dudagın üstüne (dudak ile burun arasında kalan kısım )isaret parmagınızın yan kısmını dayayın... alt dudagın altındaki bölgeyede bas parmagınızın ön yüzünü dayayın...ve aynı anda iki parmagınız birlikte vurus yapın..1 dakika yeterli

buda enerjinizi hemen canlandırır..

*Kuyruk sokumunu ovalamak enerjinizi canlandırmak icin yapılabilir..


*2 Bardak su ictikten sonra ellerinizi böbreklerinizin üzerine koyunuz..3,5 dakika yeterli..Bu,bedeni sulandırır ve elektrik devrelerini düzeltir...

*Her iki elinizi kullanarak köprücük kemiklerinizi, bas parmak ile diger parmaklar arasına alarak ovalayınız.bu da enerjinizi hareketlendirmege yarar...

Hepinize saglıklı güzel bir hafta dilegi ile sevgilerimi yolluyorum...
can üler den alıntıdır.

18 Temmuz 2008 Cuma

üslupla ilgili ufak bir hikaye

Geçenlerde bir büyüğümden ufak bir hikaye duymustum.
Güzel bir hikayeydi,kelimelerin gücünü daha iyi kavramıstım bu hikayeyi dinledikten sonra.
gelelim hikayeye;
zamanında iki adam varmıs.Bu adamların canı incil okurken sigara içmek istermis.Bu durum bir müddet devam ettikten sonra bunu bir arkadasına acıklamıslar ve ona "incil okurken sigara içebilirmiyiz" diye sormuslar.
aldıkları cevap onları tatmin etmemiş tabii
hikaye bu ya, bu adamlar en sonunda papanın huzuruna cıkmaya karar vermişler.
papa adamların sırayla huzuruna cıkmasını ve sormak istediklerini sormalarını istemiş.
ilk adam papanın huzuruna cıkmıs;
"kutsal papa hazretleri benim canım incil okurken sigara içmek istiyor demiş.
papa nın yanıtı ise
"sevgili evladım incil tanrının kitabıdır.Onu okurken sadece ona odaklanmalısın.Bu durumda sigara içmemelisin" olmus
ikinci adam papanın huzuruna cıkmıs ve;
"yüce papa hazretleri benim canım sigara icerken incil okumak istiyor sence ne yapmalıyım" demiş.
papa ise
sevgili evlat,incil tanrının kitabıdır ve tanrı onu sürekli okumamızı emretmiştir.incili istediğin zaman okuyabilirsin olmus.
Biz de bu hikaye de ki 2.adamın yaptığını uygulamalıyız.Eleştirmek cok güzel bir davranıştır ama bunu karşı tarafı kırmadan yapabilmek bir sanattır.

Nefes tekniklerinin faydaları kanıtlanmaya basladı...

Nefes Teknikleriyle Zihin Değiştirilebiliyor
Beynin kendi içinde gelişmeye ve genişlemeye müsait olduğu ve kendi potansiyellerini asabileceği tezine, nefes teknikleri uygulayarak zihinlerini kontrol edebilenlerin beyinlerinin test sonuçlarından ciddi bir destek geldi. Amerikalı beyin bilimci Dr. Richard Davidson, Tibetli rahiplerin beyinleri üzerinde yaptığı araştırmalarda, nefes teknikleri ve meditasyon ile beynin değiştirilebileceği bulgusuna ulaştı.Eğitilmiş zihin, ya da beyin, eğitilmemiş olandan fiziksel olarak farklıdır. Görülen odur ki ilerleyen süreç içersinde zihinsel eğitimin potansiyelini anlayabilecek ve bunun ciddiye alınmasının gerekliliğini anlayarak bu yönde çalışmalarımızı arttıracağız.Beyin araştırmaları, Budistlerin yüzyıllardır uyguladıkları nefes teknikleri ve meditasyon pratiğine ilişkin somut deliller elde ediyorlar. Nefes teknikleriyle oluşturulan meditatif farkındalığın, beynin işleyişini degiştirebilir ve insanların çeşitli farkındalık (awareness) düğzeylerine erişmesini sağlayıcı degişik haller, geleneksel olarak fiziksel ölçülebilmenin ve nesnel değerlendirmenin dışındada artık yeni bir dünyada soyut kavramlarla anlaşılır hale gelmektedir.Son birkaç yıldan beri Wisconsin Universitesi araştırıcıları Tibetli rahiplerle birlikte çalışarak bu zihinsel deneyimi yüksek frekansli gamma dalgaları, beyin senkronizasyonu ve koordinasyon gibi bilimsel dile çevirmeyi başarabilmişlerdir. Beyin faaliyetinin nefes teknikleriyle oluşturulan meditatif farkındalık durumunda en kuvvetli bağlantı gösterdiği bolge olarak, alnın sol tarafının hemen arkasında bulunan prefrontal korteksi işaret etmişlerdir.Universitenin 10 milyon dolarlık yeni W.M. Keck Laboratory of Functional Brain Imaging and Behavior'dan bir sinirbilimci Richard Davidson, uzun süreli uygulayıcılarda bulduğumuz beyin aktivasyonu daha önce hiç görmediğimiz ölçüdeydi; onların zihinsel uygulaması beyin üzerinde tenis ve golf pratiğinin performansı arttırıcı etkisine benziyordu demiştir. Ve yine Davidsona gore beyin eğitilebilir ve nefes terapileri ile fiziksel degişime uğratılabilir bir kabiliyete sahiptir.Önceleri bilim adamları bunun tersine inanırlardı. Yani eski bilgiye gore sinir hücreleri arasındaki bağlantı hayatın başında saptanır ve erişkinde değişmezdi. Bu varsayım son on yıllarda değişmiş, beyin görüntüleme ve diğer tekniklerin ilerlemesiyle bilim adamları onun yerine sürekli beyin gelişimi ve noroplastisite kavramını kabul etmişlerdir.En yeni nefes uygulamalarının oluşturduğu meditatif çalısmalarda ki araştırmaların sonuçları, nefes teknikleriyle ve diğer yollarla yapılan zihinsel eğitimin beynin iç işleyiş ve devrelerini (circuitry) değistirerek, noroplastisite kavramını bir adım daha ileri götürmüştür.Bu bulgu Davidson ile dünyanın en ünlü Budist uygulayıcısı Tibetin Dalai Lamasının uzun ve inanılmaz ortak çalışmasının eseridir. Davidsonun çoşkuların sinirbilimi uzerinde yenilikçi çalışmalar yaptığını öğrenen Dalai Lama, onu 1992'de Hindistan, Dharamsaladaki evine davet etmiştir.Yüksek irtifada yaşayan Perulu inkalarla Tibetli lamalarin yuzyıllara dayanan yoğun nefes teknikleri gelenekleri vardğr. Dalai Lama kendi rahiplerinin meditatif çalışma yapan zihinlerinin Davidson tarafından bilimsel olarak araştırılmasını istiyordu.Üç yıl önce Dalai Lama, Davidsonun laboratuarında iki gün geçirmişti. Sonunda Dalai Lama en başarılı sekiz rahibini elektroansefalografi (EEG) ve beyin taraması (scanning) icin Davidsonun laboratuarina gönderdi. Deneydeki Budist uygulayıcılar Tibet Nyigmapa ve Kagyupa geleneğine göre 10,000 ila 50,0000 saat ve 15 ile 40 yıllık bir zaman diliminde eğitilmişlerdi. Kontrol olarak daha önce hiç deneyimi olmayan 10 gönüllü öğrenci bir haftalık eğitimin ardından teste tabi tutulmuştu. Rahipler ve öğrencilere 256 elektriksel sensör bağlanmış ve kısa sürelerle nefes uygulamaları yaparak ulaşacakları seviyenin belirlenmesi istenmişti.Nefes teknikleriyle zihnin düşünme ve diğer zihinsel faaliyetlerde nöron gruplarının haberleşmelerini gösteren hafif fakat fark edilebilen elektriksel aktivite patlamaları yaratır ve sensörler de bunları yakalar. Davidsonda özellikle bu yüksek frekanslı ve en önemli elektriksel beyin impulsları olan gamma dalgalarının ölçülmesiyle ilgileniyordu.Her iki gruptan nefes teknikleri uygulamalarıyla ulaşacakları zihin titreşim seviyesinde, koşulsuz sevgi ve olduğu gibi kabul üzerinde meditasyon yapmaları istendi. Budist öğreti, Dalai Lama öğretisinin merkezi sayılan bu durumu, canlılara yardıma kayıtsız şartsız hazır olma diye tanımlanan bu öğretiyi esas aldılar, çünkü bu durum özel nesneler üzerinde yoğunlaşmaya ve imajlara gereksinim birakmıyor; tersine, dönüşmüş (transformed) bir var oluş durumu yaratıyordu.Davidson, uygulamaya alınan rahiplerin eğitimli beyinlerin de gönüllülere göre önemli farklılık gösteren sonuçlar doğurduğunu bildirmişti. En önemlisi elektrodlar rahiplerin beyninde öğrencilerinkine gore hızlı ve şiddetli gamma dalgası aktivitesi kaydetmiş ve rahiplerde dalgaların beyinde hareketi çok daha iyi organize ve koordine bulunmuştu.Nefes teknikleri ile çalışmaya yeni başlayanlar uygulamalar esnasında sadece hafif bir gamma dalgası faaliyeti gösterirken, rahip veya dervişlerin bazılari daha önce hicbir sağlıklı kişi de görülmemiş derecede kuvvetli gamma dalgaları oluşturabiliyorlar.Nefes tekniklerini uzun yıllar uygulayan mistiklerde en yuksek gamma dalgaları düzeyi görüldüğü eskiden beri bilinmektedir. Bu doz cevabı, yani örneğin bir ilacın yüksek düzeylerinin aşagı düzeydekinden daha etkili olması, araştırıcılar tarafından sebep sonuç ilişkisini belirlemek icin kullanılır. Daha önceki çalışmalarda dikkati toplama, bellek, öğrenme ve bilinç gibi zihinsel aktivitelerin rahiplerde görülen sinirsel koordinasyonda artma gibi bir durumla benzerliği gösterilmiştir. Rahiplerde şiddetli gamma dalgaları ayrıca beynin farklı devrelerinde bağlantı kurarak daha yüksek zihinsel aktivite ve daha üst düzey bir farkındalık da yaratır.Davidsonun araştırması onun sol prefrontal korteksin mutluluk, pozitif düşünceler ve coşkularla ilgili beyin bölgesi olduğunu gösteren önceki çalışmalarıyla örtüşmektedir. Davidson, rahiplerde fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanarak -EEG ile ölçüldüğü gibi- beyin aktivitesinin özellikle bu bölgede yüksek olduğunu bulmuştur. Davidson, araştırmasından nefes teknikleri uygulamaları ve beyin işleyişini sadece kısa süreli değil büyük olasılıkla kalıcı olarak değiştirebileceği sonucuna varmistir. Bu bulgu, rahiplerdeki önemli derecede yuksek gamma dalgası aktivitesinin hatta nefes teknikleri uygulamaları yapmasalar bile kontrol gruptan fazla olduğu gerçeğine dayanmaktadır.Massachusetts Universitesinden bir araştırıcı; Jon Kabot Zinn, birkaç yıl önce benzer sonuçlara ulaşmıştı. Birçok Amerikan üniversitesin de araştırıcılar Zen, Budist, Katolik rahiplerin ve sufilerin nefes teknikleri uygulamalarını gerek kutsal metin okumaları gerek özel konsantrasyon artırıcı nefes yöntemlerini deneyimlediklerini ortaya çıkarmışlardır.Nefes tekniklerinin oluşturduğu zihni yavaşlatma ve hızlandırma kontrolu zihnin eğitilmesini sağlıyor. İnsan beyninde oluşabilecek dejeneraktif değişiklikler, örneğin bunama bu metodlarla önlenebiliyor.Nefes Teknikleri-Mustafa Kartal.

18 Mayıs 2008 Pazar

hastalıkların zihinsel nedenleri

HASTALIKLARIN ZİHİNSEL NEDENLERİ:

ADET BOZUKLUKLARI: Kadınlığı reddetme

AĞIZ RAHATSIZLIKLARI: Yeni fikirleri içine almayı reddetme, öfke ve intikam

AĞRILAR: Sevgi ve destek bulma özlemiAIDS: Kendini savunmasız ve umutsuz hissetme, kendinden vazgeçme

AKCİĞER: Hayatı içine alma kapasitesi

ALLERJİLER: Kime karşı alerjiniz var? Kendi gücünü yadsıma

ALKOLİZM: Yetersizlik duygusu

ALZHEİMER: Dünyayı olduğu gibi kabul etmeyi reddetme,çaresizlik,öfke

ANEMİ: Evet, ama tutumu. Hayattan korkma

APANDİSİT: Hayattan korkma. Akışın önünü kesme.

ARTRİT: Cezalandırma arzusu, sevilmediğini hissetme,

ASTIM: Boğucu sevgiATEŞ: Yakıcı Öfke

AYAKLAR/ BACAKLAR: Gelecek, ilerleme korkusu

BAĞIRSAKLAR: Özümseme, çıkarıp atamama, eskiyi bırakamama

BASUR: Geçmişe duyulan öfke, son teslim tarihi, yetiştirememe korkusu

BAŞ AĞRILARI: Kendini eleştirme. Korku

BAŞ DÖNMESİ: Kararsızlık, dağınık düşünme

BAYILMA: Başa çıkamayıp bırakma

BEYİN FELCİ: Aileyi bir sevgi eylemi içinde birleştirme

BEYİN TÜMÖRÜ: İnatçılık. Eski düşünce kalıplarını değiştirmeyi reddetme

BOĞAZ: İfadenin yolu. Yaratıcılık kanalı

BOYUN: Farklı bakış açılarını reddetme, boyun eğmezlik, inatçılık

BÖBREK: Hayal kırıklığı, utanç, başarısızlık

BRONŞİT: Huzursuz aile ortamı

BURUN: Kendini tanımayı, kabullenmeyi temsil eder

CİLT/DERİ: Bireyselliğimizi temsil eder

CİLTTE BEYAZ BAŞLI: Çirkinliği gizleme

CİLTTE SİYAH BAŞLI: Küçük öfke patlamaları

ÇENE: Öfke, içerleme, intikam

DALAK: Sabit fikir

DEPRESYON: Sahip olma hakkı olmadığından duyulan kızgınlık,umutsuzluk

DİŞ-DİŞ ETİ: Kararlarından sevinç duymama ve kararsızlık

DİZ: Gurur, kibir ve egoyu temsil eder

DÜŞÜK: Gelecek korkusu, şimdi değil-sonra duygusu

EKLEMLER: Hayattaki yön değişikliklerine uyum

EL : Tutma, kavrama, başa çıkma

ENFEKSİYON: Sinirlenme, öfke, sıkıntı

GASTRİT: Belirsizlik, kaygı, kimi hazmedemiyorsunuz?

GÖZLER: Geçmişi, şimdiyi ve geleceği berrak görebilme

GRİP: Kitle olumsuzluk ve inançlarını benimseme, istatistiklere iananma

GUATR: Kendini engellenmiş hissetme, kendini kurban görme

KEKELEME: Ağlamasına izin verilmeme, ifade eksikliği

KEMİK SORUNLARI: Otoriteye karşı başkaldırı

KANSER: Derin bir incinme,uzun süreli kızgınlık,yiyip bitiren sır,üzüntü

KARACİĞER: Öfkeler ve ilkel duyguların deposu

LENFOMA: (HODGKİN) Yeterince iyi olamama konusunda büyük korku

İDRAR YOLU ENF: Karşı cinsten birine yada sevgiliye kızgınlık, suçlama

İSHAL: Korku, reddetme, kaçış

KALP RAHATSIZLIKLARI: Sevinçten yoksunluk, kendini yalnız hissetme

KALP KRİZİ: Para yada mevki uğruna neşe ve sevinci yok etme

KOLESTEROL: Mutluluk kanallarının tıkanması

KOLİT: Güvensizlik, bitmiş olanı bırakamama

KULAK AĞRILARI: Duymak istememe, tartışan anne baba

KULAK ÇINLAMASI: İç sesini işitmeme, dinlemeyi reddetme

LARENJİT: Konuşamayacak kadar çok kızmış olma, otoriteye içerleme

LÖSEMİ: İlhamı vahşi bir biçimde yok etme.-Ne anlamı var ki?

MENAPOZ: Artık arzu edilen biri olmadığı endişesi

MEME RAHATSIZLIKLARI: Aşırı annelik, kendini beslemeyi reddetme

MİDE RAHATSIZLIKLARI: Yeni fikir ve deneyimleri sindirememe, korku

MİGREN: Kusursuz olma isteği ile kendi üzerinde baskı, cinsel korkular

MULTİPLE SKLEROZ: Zihinsel katılık, korku

OMURGA: Hayatın deneyimlerini neşeyle taşıma yeteneği, akışa güven

OMUZ: Hayatı taşıma yada yük olarak algılama

OSTEOPOROZ: Hayatta artık hiçbir desteği kalmadığına inanma

PARKİNSON: Korku ile herkesi ve her şeyi kontrol altında tutma isteği

BAŞ PARMAK: Zeka ve endişe

İŞARET PARMAĞI: Ego ve korku

ORTA PARMAK: Öfke ve cinsellik

YÜZÜK PARMAĞI: Birleşmeler ve keder

SERÇE PARMAK: Aile ve üstlenen roller

PROSTAT: Erkekliği zayıf düşüren korkular, yaşlanma inancı

ROMATİZMA: Kendini aldatılmış, kurban hissetme

SAFRA KESESİ TAŞLARI: Katı düşünceler, suçlama,kibir

SEDEF HASTALIĞI: Kendi duygularını uyuşturma, yakma

SİNÜZİT: Yakın bir kişiye sinirlenme, çoğunlukla aile, kardeş

SİYATİK: Para ve gelecek için endişe

ŞEKER HASTALIĞI: Keşke, hayatın hiç tadı yok ki

YÜKSEK TANSİYON: Uzun süreli çözülmemiş duygusal sorun

DÜŞÜK TANSİYON: Çocukken yeterince sevgi görmeme-nasıl olsa işe yaramayacak

TIRNAK YEME: Düş kırıklığı, anne baba inadı

UÇUKLAR: Öfkeli sözcükleri kafada kurup, ifade etmeme

UR(TÜMÖR): Eski yaralar ve şokları besleme,pişmanlık, vicdan azabı

VARİS: Nefret ettiğiniz bir iş yada yerde bulunma, taşıyamama

VEREM: Bencillik ve intikam duyguları ile eriyip gitme

YATAK ISLATMA: Ana-babadan özellikle babadan korkma

YÜZ FELCİ: Öfke üzerinde aşırı kontrol

ZATÜRRE: Umutsuzluk, iyileşmesine izin verilmeyen duygusal yaralar

ZONA: Aşırı duyarlılık, korku ve gerilim

------------------------------------------------------------------------

Düşünce tarzınız değişmediği sürece hep aynı hastalıkları yaşarsınız.
hep aynı şeye tosladığınızı farkedin.Bir sonra ki paylasımımda hastalıklardan zihinsel olarak kurtulmanın yolunu anlatacağım.
unutmayın "sır" burada da işleyen yegane mekanizma

30 Nisan 2008 Çarşamba

Sonunda basın da yazmaya başladı

Ben bugüne kadar böylesine bir şey ne gördüm ne de duydum.

Üstelik ben felaket senaryoları okumaya da alışkınımdır. Maya’ların takvimlerinde ortaya koydukları felaket senaryosundan, Marduk gezegeninin 2012 yılında geleceğine kadar birçok konuyu okumaya ve anlamaya çalışıyordum.

Ancak bu kez durum farklı, tahminler farklı. Konularında değeri dünyaca kabul edilmiş bilim adamlarının yaptıkları gözlemler ve analizler, dünyanın hareketine dayalı araştırmalar ve Güneş ile ilgili yapılan gözlemler, 2012 yılında Dünya’da bir dizi felaket olayının yaşanacağı, üstelik 21 Aralık 2012 tarihinde Dünya’da büyük felaket olacağı ve Güneş’ten kaynaklanan bazı etkilenmeler yüzünden dünyada canlı yaşamın büyük ölçüde silineceği söyleniyor.

Tahmin edilen felaket öylesine büyük boyutlu ki; birçok saygın kuruluş, bu bilim adamlarının yaptığı çalışmaya finansör olmaktan çekiniyor. Çünkü bu kadar kötümser bir senaryoya kurumlarının imza atmasının kendi prestijlerine zarar vereceğini sanıyorlar.

Açıkça söyleyeyim; şunun şurasında sadece dört yıl sonra olacağı söylenen olayları yazmadan önce ben de çok düşündüm. Hem de soğuk terler döktüm yazacaklarımı düşünürken. Çünkü benim de küçük çocuğum var ve bu gibi durumlarda insan bir tek, çocuğunu düşünüyor tabii ki...

Üstelik kimsenin kendisini ve ailesini korumak için yapabileceği bir şey yok. Dünya canlı nüfusunun yüzde 70 ila yüzde 90’ını ortadan silen boyuttaki bir felaketten bahsediliyor çünkü.

Dünya’nın bugünkü hareket rotası sürdüğü takdirde ve Güneş’teki hareketlenme devam ederse (patlamalar) 2012 yılında Dünya’nın kuzey ve güney kutupları yer değiştirecek.

Dünya’daki magnetik güç tamamen ve radikal değişime girecek, büyük tufanlar, depremler ve volkan patlamaları olabilecek.

Patlamasına kesin olarak bakılan yanardağlardan bir tanesi de ABD’deki Yellowstone Parkı’nın altında buılunan yanardağ. Biliniyor ki; bu yanardağ 600 bin yılda bir patlıyormuş ve patlama zamanı da gelmiş. Hesaba göre bu da 2012 yılına denk geliyormuş.

Böyle birtakım şeyler okuyup duruyorum işte ve bunları öğrenip de içimde tutmam imkansız hale geldi artık. Sadece Yellowstone Parkı’ndaki patlamanın Kuzey Amerika’da canlı yaşamı ortadan kaldıracağı söyleniyor. (Evet Oray, tekrar New York’a gideceksek bunu daha fazla ertelemesek iyi olur gibi geliyor).

Mayalar’ın kendi Dünya takvimlerinde 21 Aralık 2012 tarihini 13.0.0.0.0. Buradaki 13 baktun sayısı 400 Maya solar yaşı bu veya 144.00. 13 sayısı kozmolojilerinde kutsaldır onların. 22 Aralık 2012 ise Maya tarihine göre 0.0.0.0.1 olarak yazılmış yani Güneş’in tekrar başlaması da diyebilirsiniz buna.

Çok tuhaf, aklımın fazla yetmediği şeyler bunlar ama varlar yani ‘bilmeyelim’ diyerek bunlardan kaçış yok.

Vay anasına...

Bu haberi yapana +rep